25 Mayıs 2012 Cuma

Babam..

Neredeyse herkes babasını sever. Onunla övünür. E tabii ki ben de. Babam olmasaydı yapamayacağım birçok şey vardı. Ben de onlardan bahsetmek istedim.

Şimdi boktan bir giriş yapıyorum, sıkı durun, Ben Barney'im. Evet evet, Barney Stinson. Ama ilk aklınıza geldiği gibi karı kız muhabbetinde değil. O da var ama konumuz bu değil. İzleyen varsa bilir; Barney bi bölümde gerçek babasını buluyor. Babasının yeni bir hayatı ve ailesi olduğunu öğreniyor. Bunun üzerine kıskançlık krizine giriyor. Küçük (üvey) kardeşiyle kavga falan ediyor. İşte o bölümde yaklaşık 1 dakikalık bir sahne benim 'kuru göz pınarlarım'ı yaşlandırdı. Barney, 'Eğer küçükken benim basket potam yoksa onların da olmayacak.' diyerek garajda asılı basket potasını sökmeye çalışıyordu. Çoğu kişinin o bölümü ilerleterek izlediğini tahmin ediyorum, çünkü öncesi çok sıkıcıydı. Hah, işte ben; o öfkeli Barney'im. Çocukluğunu yaşayamadığı için kızgın olan...

Benim babam öğretmendi.
Gel sana şunu öğreteyim demedi hiç, ama yanına gidip izlemediğimde 'İlerde sen de yapcaksın. Neden izlemiyosun ben lamba takarken?' diye azarlardı beni. Ben de 5-6 yaşımdayken bu sebeple babam ne zaman iş yapsa peşinden koşturdum. Ve öğrendim çoğu şeyi de cidden. Teşekkürler. Fakat şöyle bişey de var usta, ben 6 yaşındayım. Bırak top oynayayım, bisiklete bineyim. Bırak 25 yaşıma geldiğimde elektriğe vurula vurula öğreneyim lamba söküp takmayı.

Benim babam mahkemeydi.
Babamın 'bakarız.' dediği, her ailede olduğu gibi bizde de %99 'evet' demekti (Ben çözdüm bu işi, yaptığım araştırmalara göre babaların %83 bunu şımarmamamız için söylüyor. True Story). Almayacağı birşey istediğimde -onu tanımayanların anlamayacağı bir şekilde- gülümseyip, hayır derdi. Açık ve netti. İtiraz hakkı da yoktu. Ben itiraz etmeden büyüdüm, hem de hiçkimseye. Çünkü benim babam böyle olmasını istedi, ben de yaptım.

Benim babam sportifti(r).
Benim şu anki yaşımdayken, profesyonel futbolcuymuş. Ordan oraya atlar zıplar koşarmış. Cidden iyi bir forvetmiş. Videosu da vardı, fotoğrafları da, hatta canlı insanlardan bile duydum. Çok önceden değilmiş. Ama ben kendimi bildim bile belinde fıtık var, robot dansı yaparak yürümeye mahkum, yazık.

Benim babam güzel konuşurdu.
Bişey yapmamı istediğinde adımı yüksek sesle söylerdi sadece. 10-25 saniye gibi bir aralık veremeyeceğim ama eğer işim yoksa direk yanına fırlamamı isterdi.

Benim babam yıkılmadı daha.
Çocukken yaşadığı olaylardan sanırım. Cidden katlanması zor durumlar içinde bulunduğundan, ben doğduğumdan beri yıkıldığını hiç görmedim. Ya da en son ben doğduğumda yıkımların en büyüğünü yaşadı, 'Dahası da koymaz gayrı' dedi.

Benim babam eski kafalıydı.
Gelenekçi bi adamdı. Eğer dedemin babası dedeme ceket aldıysa, dedem babama, babam da bana alırdı. Herşey en yaşlıda biterdi. Ama babam bunu değiştirdi. Dedemin babama almadığı, daha doğrusu zamanında hasret kaldığı bütün eşya, araç-gereçleri bana aldı babam.

Benim babam, aslında çok sevilesi bir adam.

Babam bedensel olarak ölmedi ama zihinsel olarak yanımızdan ayrıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü;

-Ben istemesem de babam gibi düşünüyorum. Suratımı mahkeme duvarı gibi yapıp, çevremdekilere her istediğimi yaptırıyorum.
-Ben de ne istediğimi açıkça söylemiyorum. Ama biri istediğimi yapmadığında 'Neden yapmadın?' diye azarlıyorum.
-Ben de futbol için fed.....
-Ben de çok güzel konuşuyorum. Dediğim ya oluyor ya olur ya da olacaktır. Başka seçenek yok.
-Ben de yıkılmadım diyebilseydim keşke. Çocukluğumu mahveden sadece mahallede beni aralarına almayan çocuklar değil, babamdı da. Ben bir defa yıkıldım, o gün sabrı ve inadı öğrendim.
-Ben de eski kafalıyım. Dedem gibi değil de babam gibi olucam. Ne gördüysem değil, ne görmediysem yapıcam çocuğuma ve bütün dünyayı yakıp yıkmış olsa da 'Olsun be oğlum, senin sikin sağolsun.' diyeceğim büyük bir gururla.

Ve ben de babamdan bu sözü duymadan göçüp gitmeyeceğim. Sokakta ağlaya ağlaya yürüdüğüm o günün hesabını alıcam elbet. Elbet silicem o günü hayatımdan, dur bakalım, yemeğin soğumasını bekliyorum..

Kaynak: Götüm.
Not: ''Efe, çabuk gel be oğlum..''

3 yorum:

  1. daha bacağı boktan çıkmamış, efe çabuk gel oğlum diyor bide bak bak baak :) sen önce sümüklerini sil küçüğüm :)

    YanıtlaSil
  2. abicim "kimsin sen çık dışarı" dememe ramak kaldı lan :) hem anonim hem de caka satıyor, üzülüyorum :(

    YanıtlaSil
  3. Anonim :(( olum derdin ne la benle :((

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...